
İşe İade Davası Nedir, Kimler Açabilir?
21 Ağustos 2025
Fazla Mesainin Tanık Delili ile İspatında Yargıtay’ın Yaklaşımı
25 Ağustos 2025İşe iade davaları, iş güvencesi kapsamında işçilerin en çok başvurduğu hukuki yollardan biridir. Ancak bu davalarda mahkemelerin sunduğu delilleri ne ölçüde değerlendirdiği, davanın kaderini belirlemektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 11 Haziran 2024 tarihli ve 2019/7376 başvuru numaralı kararında, mahkemenin delil değerlendirme yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle işçinin adil yargılanma hakkının zedelendiğine hükmedildi. Bu karar, işçi-işveren uyuşmazlıklarında yargılama sürecinin nasıl yürütülmesi gerektiğine dair önemli mesajlar içermektedir.
Anayasa Mahkemesi Kararının Arka Planı
Başvurucu Yılmaz Korkmaz, işverenle arasında yapılan ikale sözleşmesine rağmen, gerçek iradesinin bu sözleşmeyi imzalamaya yönelik olmadığını ileri sürerek işe iade davası açmıştır. Dava sürecinde, başvurucunun iddialarını destekleyen tanıklar mahkemeye sunulmuş, ancak derece mahkemeleri bu tanık ifadelerini dikkate almadan karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi, yapılan bireysel başvuru üzerine şu değerlendirmeyi yapmıştır:
- Mahkeme kararlarında delillerin gerekçeli biçimde değerlendirilmemesi,
- Özellikle işçi lehine tanık beyanlarının tamamen göz ardı edilmesi,
- Gerekçeli karar hakkının ve adil yargılanma ilkesinin ihlali anlamına gelir.
Kararın Hukuki Dayanakları
Anayasa Mahkemesi kararında, başta Anayasa’nın 36. maddesi olmak üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkına vurgu yapılmıştır. Kararda özellikle şu noktalar dikkat çekmektedir:
- Mahkemeler, yalnızca lehine olan delilleri değerlendirmekle yetinemez.
- Tüm delillerin tarafsız, dengeli ve kapsamlı biçimde incelenmesi gerekir.
- Tanık beyanları, özellikle işçilik alacakları ve işten çıkarma nedenlerinin ispatında kilit delil niteliğindedir.
İş Mahkemeleri Açısından Uygulama Değişikliği
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, özellikle iş mahkemeleri uygulamasında önemli bir değişikliğe yol açacaktır. Bundan böyle:
- Tanık delilleri mahkemece mutlaka açık ve gerekçeli şekilde değerlendirilmeli,
- Mahkemeler, tanık beyanlarını doğrudan göz ardı ederek hüküm kurmaktan kaçınmalı,
- İşe iade davalarında işverenin iddialarını destekleyen değil, işçi lehine olan delilleri de dikkate alan bir yaklaşımbenimsenmelidir.
Aksi halde, mahkemeler tarafından verilen ret kararları, Anayasa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuruya konu olabilir ve hak ihlali tespitiyle sonuçlanabilir.
Gerekçeli Karar Hakkı Neden Önemlidir?
Gerekçeli karar hakkı, hem ulusal hukukumuzda hem de AİHM içtihatlarında adil yargılanmanın temel bir unsurudur. Bu hakkın ihlali hâlinde, mahkemelerin verdiği kararlar:
- Anlaşılabilir olmaktan çıkar,
- Yargı denetimine elverişli hâle gelmez,
- Taraflar açısından sübjektif ve adaletsiz algılanır.
Bu nedenle iş hukukunda her geçen gün daha sık başvurulan tanık delilleri, mahkemeler tarafından sadece usulen dinlenmiş olmak için değil, içerik olarak da titizlikle değerlendirilmelidir.
İşe İade Davalarında Delil Değerlendirmesi Hayati Önem Taşır
Anayasa Mahkemesi’nin 2024 yılı kararları, işe iade davalarında usul ekonomisinin ötesinde adaletin tesisi için mahkemelere ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Hatalı veya eksik delil değerlendirmesi, sadece bir işçinin değil, tüm yargı sisteminin güvenilirliğini zedeleyebilir.