
İşe İade Davasında Delillerin Hatalı Değerlendirilmesi: Anayasa Mahkemesi’nden Hak İhlali Kararı
21 Ağustos 2025
Fazla Mesainin İspatı Açısından Tanık Delili ve İspat Standardı
25 Ağustos 2025İş hukukunda en sık karşılaşılan uyuşmazlıklardan biri, fazla mesai ücreti alacağı talebidir. Uygulamada işçinin fazla çalıştığını ispatlaması her zaman kolay olmamakta; özellikle yazılı delil bulunmayan durumlarda devreye tanık beyanı ile ispat girmektedir. Ancak Yargıtay içtihatları, tanık delilinin güvenilirliğini ve yeterliliğini değerlendirirken bir dizi ölçüt uygulamakta, her tanıklığın doğrudan delil olarak kabul edilemeyeceğini vurgulamaktadır.
1. İşçi Fazla Mesaiyi Nasıl İspatlar?
Türk İş Hukuku çerçevesinde, fazla çalışma iddiasında bulunan işçi bu durumu ispatla yükümlüdür. İspat vasıtası olarak şu delillere başvurulabilir:
- İşyeri kayıtları
- Puantaj cetvelleri
- Giriş-çıkış saatlerini gösteren kart okuyucu verileri
- Banka kayıtları
- İşyeri iç yazışmaları
- Yazılı sözleşmeler ve bordrolar
- Tanık beyanları
Ancak çoğu işyerinde bu kayıtların tutulmaması veya işçinin erişiminde olmaması sebebiyle, özellikle tanık delili fazla mesai ispatında başlıca dayanak haline gelmiştir.
2. Yargıtay’ın Tanık Deliline Yaklaşımı
Yargıtay kararlarında, tanığın beyanının güvenilir olması, görgüye dayanması ve menfaat birlikteliği taşımamasıgerektiği ısrarla vurgulanmaktadır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 09.05.2023 tarihli kararında (E. 2023/2223, K. 2023/6798) şu ifadeye yer verilmiştir:
“İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.”
Bu bağlamda, tanığın işyerinde doğrudan gözlem yapabilecek konumda bulunması, örneğin aynı bölümde çalışması, işçinin fazla mesai yaptığı saatlerde yanında bulunması, tanıklığın geçerliliğini artıran unsurlar olarak kabul edilmektedir.
3. Menfaat Birliği ve Çapraz Tanıklık Tehlikesi
Yargıtay, işverenle husumet içinde olan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini belirtmektedir. Özellikle tanık ile davacı işçi arasında çapraz tanıklık ilişkisi bulunması (birbirlerinin davasında tanıklık yapmaları), tanığın objektifliğini zedeleyebilir.
Yargıtay 7. HD, 24.05.2016 tarihli kararında (2015/20952 E., 2016/11178 K.):
“Davacı tanıklarının davalı işverene karşı aynı iddialar ile dava açtıkları, birbirleri lehine tanıklık yaptıkları anlaşılmıştır. Bu nedenle beyanlara itibar edilmesi hatalı olmuştur.” denilmiştir.
Ayrıca aynı işverene karşı davası bulunan bir tanık, tanıklık yaptığı çalışanın da kendi davasında tanıklık yaptığını gizliyorsa bu durum beyanın güvenilirliğini tamamen ortadan kaldırabilir.
4. Yazılı Delillerle Desteklenmeyen Tanıklık Yeterli midir?
Yargıtay 9. HD, 15.05.2023 tarihli kararında (E. 2023/4113, K. 2023/7144), tanığın tüm çalışma dönemini kapsamayan bir gözleme sahip olması, başka delil bulunmaması ve tanık ile davacı arasında menfaat birliği olması gerekçesiyle yalnızca tanık beyanına dayanılarak fazla mesaiye hükmedilmesini hukuka aykırı bulmuştur.
Bu örnekler, fazla mesainin sadece tanık beyanıyla ispatlanamayacağını, mutlaka başka delillerle desteklenmesigerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
5. Türeli&Ceylan’dan Uygulama Tavsiyeleri
Türeli&Ceylan Hukuk Bürosu olarak, işçilik alacağı davalarında müvekkillerimize şu stratejileri öneriyoruz:
- Fazla mesai ispatı için tanık deliline başvurulacaksa, tanığın çalışma düzeniyle ilgili doğrudan bilgisi olmasına dikkat edilmelidir.
- Tanığın davacı ile menfaat ilişkisinin olup olmadığı araştırılmalı, bu konuda açıklayıcı beyanlar alınmalıdır.
- Mümkünse elektronik giriş-çıkış kayıtları, e-posta trafiği, vardiya çizelgeleri gibi yazılı deliller tanık beyanlarıyla desteklenmelidir.
- Çalışanlar arasında çapraz tanıklık yapılıyorsa bu durum dava sürecinde açıkça beyan edilmelidir; aksi takdirde delillerin güvenilirliği sorgulanır.
Fazla mesai ücreti alacağı talebi, ancak sağlam bir ispat zinciriyle desteklenirse mahkemeler nezdinde başarı şansı taşır. Tanık beyanı, tek başına yeterli olmamakla birlikte, doğru tanık seçimi ve güçlü yazılı delillerle desteklenirse önemli bir rol oynayabilir. Yargıtay içtihatlarına göre, görgüye dayalı, tarafsız ve tutarlı tanıklıklar yargılamada etkili olmaktadır.