
Fazla Mesainin Tanık Delili ile İspatında Yargıtay’ın Yaklaşımı
25 Ağustos 2025
Boşanma Davası Açma Prosedürü
27 Ağustos 2025Türeli&Ceylan Avukatlık Bürosu – İş Hukuku Serisi / 2025
Türkiye’de fazla mesai alacağına ilişkin davalar, iş hukuku uyuşmazlıklarının başında gelmektedir. İş Kanunu’na göre işçi, yaptığı fazla mesainin varlığını ispatla yükümlüyken; işveren ise fazla mesai yapılmadığını ya da fazla mesai ücretinin ödendiğini ispat etmekle yükümlüdür.
Bu makalede, fazla mesainin nasıl ispatlanabileceği, tanık delilinin ne zaman geçerli olacağı ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda hangi ispat standartlarının arandığı açıklanmaktadır.
1. Fazla Mesainin Hukuki Tanımı ve İspat Yükü
4857 sayılı İş Kanunu’nun 41. maddesine göre;
“Fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırk beş saati aşan çalışmalardır.”
Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Aksi halde mahkeme tarafından fazla çalışma alacağına hükmedilmez. Bu noktada tanık beyanları, bordrolar, giriş-çıkış kayıtları gibi deliller ön plana çıkar.
2. Yazılı Delillerin Önceliği: Bordro ve Kayıtlar
İşçi tarafından imzalanmış ücret bordrolarında fazla mesai ücreti yer alıyor ve bu bordrolar herhangi bir çekince olmaksızın imzalanmışsa, işçi artık bu bordrolara aykırı şekilde fazla mesai iddiasında bulunamaz. Ancak:
- Bordro imzasız veya
- Bordroda fazla mesai tahakkuku yer almıyor ya da
- Gerçek durumu yansıtmayan şekilde hazırlanmışsa;
işçi tanık beyanı, PDKS (kart okuma sistemi) kayıtları, iş yeri iç yazışmaları ve benzeri delillerle bu iddiasını destekleyebilir.
3. Tanık Delilinin Geçerliliği ve Yargıtay Kriterleri
Tanık beyanı, fazla mesainin yazılı belgelerle ispatlanamadığı durumlarda başvurulan temel ispat araçlarından biridir. Ancak tanıklara ilişkin bazı temel kriterler aranır:
- Tanık, aynı işyerinde ve aynı dönemde çalışmış olmalıdır.
- Tanık, işçinin çalışma düzeni ve saatleri hakkında doğrudan bilgi sahibi olmalıdır.
- Tanık ile işçi arasında aşırı yakınlık veya husumet ilişkisi varsa, beyanlar tek başına yeterli kabul edilmez.
Yargıtay 9. ve 22. Hukuk Daireleri kararlarına göre:
“İşçinin fazla mesai iddiası yalnızca, husumetli veya objektif bilgisi olmayan tanık beyanına dayalıysa, bu beyanın mutlaka diğer delillerle desteklenmesi gerekir.”
Örneğin komşu işyerinde çalışan bir tanığın beyanı, işyerinin düzenine vakıf olmadığı sürece geçerli sayılmaz.
4. Delillerin Değerlendirilmesi ve İspat Standardı
a) Tek Tanıkla İspat Yeterli midir?
Yargıtay kararlarına göre tek tanık yeterli değildir. Delil değerlendirmesinde:
- Tanık sayısı,
- Tanıkların güvenilirliği,
- Bordro ve yazılı belgeler,
- Varsa kamera kayıtları ya da dijital giriş-çıkış sistemleri bir bütün olarak ele alınmalıdır.
b) Mahkemenin İncelemesi
Mahkeme, çelişkili tanık beyanları varsa mutlaka bu çelişkiyi açıklamalı; bilirkişi incelemesi yaparak gerçek çalışma süreleriyle hesaplama yapmalıdır. Ayrıca tanık beyanları tek başına karar gerekçesi yapılamaz.
5. Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
Durum | Değerlendirme |
Bordroda fazla mesai tahakkuku varsa | Bordro esas alınır, tanık deliline başvurulamaz |
Bordro yok veya imzasız | Tanık beyanı + dijital kayıtlar dikkate alınır |
Tanık, aynı işyerinde aynı dönemde çalışmamışsa | Beyanı geçersiz sayılır |
Tek tanık beyanı varsa | Destekleyici ek delil aranır |
Husumetli tanık söz konusuysa | Beyan tek başına yeterli değildir |
Fazla mesai alacağı taleplerinde işçinin ispat yükü oldukça yüksektir. Tanık beyanı kullanılacaksa, bu beyanın mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için belirli objektif kriterlere sahip olması gerekir. Deliller bir bütün olarak değerlendirilmeden karar verilmesi, Yargıtay denetiminden dönebilecek hatalı kararlara yol açabilir.
İşçi ve işveren tarafları için bu süreçte uzman avukatlardan destek alınması, hak kayıplarını önlemek açısından büyük önem taşımaktadır.
Türeli&Ceylan Avukatlık Bürosu olarak fazla mesai alacakları, işçilik tazminatları ve işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava takibi ve önleyici danışmanlık hizmeti sunmaktayız.